Karanlık Mod
07-12-2025
Logo
Fetva: 06 –Bazı gerekçelerle yurtdışında yaşamak hakkında soru.
   
 
 
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla  
 

Soru:

Saygıdeğer hocam Muhammed Ratıb en-Nablusi,
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Mesajımı okumanızı ve bana kapsamlı ve kıymetli bir nasihat vermenizi rica ediyorum efendim. Size çok minnettar olurum.
Mesajımın uzunluğundan dolayı özür diliyorum. Ancak bir ya da iki satırla anlatmakta zorlanacağım bir durumdayım.
Ben 23 yaşında bir gencim. Lise eğitimimi elhamdülillah tamamladım. Uzun zamandır hayalini kurduğum işi bulmayı umuyordum. Ama Allah Teala beni tanıdığım bir kişi vasıtasıyla Avusturalya’ya gitmeye yönlendirdi. Bu adam ilk aşamada tüm eğitim masraflarımı ödeyeceğine ve iş bulana kadar benimle ilgileneceğine söz vermişti. Sonrasında ona borcumu ödeyecektim. 
Aslında bu fikre karşı çıktım ama babamın ısrarı ile (ki ben tek erkek çocuğuydum) ve baskı altında, daha iyi bir hayat yaşayacağım umuduyla, sonunda ailemin desteği ile gitmeyi kabul ettim. Bu adamın vaatleri ve bize sunduğu yardım umuduyla dolmuştum.
Bu acı gerçekler altında evraklarımı konsolosluğa sundum. Bu durumdan memnun değildim ama buna mecburdum. 
Başvurum kabul edildikten sonra bavullarımı toplayıp gurbetçi olacağım ülkeye doğru yola koyuldum. Arkamda yolculuğum sebebiyle perişan olmuş annemi ve uzun zamandır hayalini kurduğum iş imkanını bırakmıştım.
Burada bana vaatlerde bulunan bu adamın eniştemin babası yani kardeşimin amcası olduğunu da belirtmekte fayda var.
Avusturalya’da oradaki eğitim hayatımı ve yaşam tarzımı bir türlü dengeleyemedim. Çünkü sürekli bir akrabamın evinden diğerine taşınıyordum ve bunlara kız kardeşimin evi de dahildi. Bir süre bir akrabamda kaldım ve hiç sorun yaşamadım. Bana kendi oğullarından biriymişim gibi davrandı hatta bazen ondan da daha fazlası…
Açıkçası eğitimime başlar başlamaz bana verilen sözler boşa çıkmaya ve bir yalan ve aldatmacaya dönüşmeye başladı. Ama ben Allah’ın lütfu ile ailemin yanına sağ salim ve başarılı bir şekilde dönmek için kararlı bir şekilde yoluma devam ettim.
Bir seferinde amcam oraya ziyarete gelmişti. Onunla görüştüğüm için çok mutluydum. Bir süre sonra amcam bana evinde kaldığım babasının beni cömertçe ağırladığı torunuyla evlenmemi önerdi. Daha açık olmak gerekirse bu genç kızın annesi bana torunuyla evlenmemi teklif eden amcamın kızıydı 
İlk başta çok şaşırdım ve bunu kabul etmedim. Çünkü anneme yurtdışından biriyle evlenmeyeceğime dair söz vermiştim. Ayrıca bavullarımdan başka bir malım mülküm de yoktu. Ama amcam beni rahatlattı ve gelinin ailesinin benden bir şey istemeyeceğine, aksine bana yardım edeceklerine ve özellikle de eğitimimi bitirme konusunda destek olacaklarına ikna etti.
Şunu da belirtmek isterim ki, kız son derece ilim ve anlayış sahibi biriydi. Beni en çok etkileyen şey de bu kızın ahlakı ve dinine olan sevgisiydi. Bu ülkelerde böyle bir durum nadir görülürdü. Allah’a tevekkül edip istihare yaptıktan sonra ailem durumdan pek memnun olmasa da kabul ettiler ve mutluluklar dilediler. Tabi ailemi bu nişana ikna eden en büyük rol amcamındı. (Nişandan kasıt burada bir hocanın nikah kıymasıydı)
Hamdolsun nişanlandık. Bu nişan sürecinde yeterli yardım ve eğitim konusunda destekle karşılaştım. 
Şunu da belirteyim ki, nişanlım ve ben özellikle nişandan sonra Avusturalya’da kalmamın adeta kaçınılmaz olduğuna inanmıştık. Evlenmeyi kabul etmesinin başlıca sebeplerinden biri de buydu. Ben de öyle düşünüyordum. Ancak eğitim sebebiyle bir yıl içinde vatandaşlık alma durumunun sadece bir yanılgı olduğunu fark ettim. Çünkü böyle bir şey asla olmadı.
Zamanla bir ikilemle karşı karşıya kalmıştım. Ya eğitimimi tamamlayacaktım ya da vatanıma geri dönecektim. Çünkü oradaki göçmen bürosu sadece eğitim gerekçesiyle oturma iznimi uzatabiliyordu. Ben de orada eğitime devam edip masrafları karşılayamayacağımdan dolayı okulu bırakmak zorunda kaldım. Diplomamı da alamadım. 
İşte sorunlarım orada başladı. Çünkü ülkeden nefret etmeye başladım. Bu sorunlar nişanlıma ve ailesine de sıçradı. Tekrar düşünmeye ve analiz etmeye başladım. Ama sorun nişanlı olmamdı. Aksi takdirde orayı anında terk eder ve memleketime dönerdim. Ama nişanlımı seviyordum ve onu terk etmek benim için çok zordu.
Ruh halim çok değişmişti. Ülkeme dönme kararını masaya yatırmıştım ama aynı zamanda nişanlımı terk etmek de istemiyordum. Ama dönmek zorunda olduğumu hissediyordum. Burada işler değişmişti ve kimseye tahammül edemez hale geldim. Bu durum nişanlımla aramdaki ilişkiye de yansıdı. Aynı şekilde ailelerimize de öyle… Bu durum aynı zamanda hoca karşısında boşanmaya kadar gitti. Ancak Allah’ın lütfuyla ve bazı akrabalarımızın desteğiyle benim vatanıma dönmeme sonra ikinci kez eğitimim için Avusturalya’ya dönmeme karar verdik. Hatta işler zorlaşırsa nişanlım da benimle gelecek, Avusturalya’dan onun ismi ile seyahat izni alabilecektik. Kayınpederimle anlaştık. Eğer ben memleketimde iş bulabilirsem orada kalacaktım ve eşim de benimle gelip orada yaşayacaktı. Hem annesi hem de babası kabul etti. Ama ailesinden sonra nişanlım bu teklifi reddetti. Ben de ona iş bulsam bile orada kalmayacağıma dair söz vermek zorunda kaldım. Böylece o gelip beni alana kadar hiçbir iş başvurusunda bulunmayacağıma söz verdim.
Memleketime ulaştıktan sonra ailemin çok güçlü bir muhalefetiyle ve Avusturalya’ya geri dönmemem konusunda açık talebiyle karşılaştım. İş yine bir ikileme geldi: Ya ailemle burada kalacaktım ve nişanlım da bunu kabul edip bizimle yaşayacaktı, ya da kabul etmeyecekti. Ailemi memnun etmiş ama nişanlıma verdiğim sözü yerine getirememiştim. Nişanlımın buraya gelmesini bekleyecek ve sözümü yerine getirmek için sonra onunla gidecektim. Ama bu da ailemi terk etmem anlamına gelecekti. 
Ayrıca belirtmek isterim ki, kız kardeşlerimin çoğu evlendi. Benim küçüğüm dışında kimse kalmadı ama o da nişanlı. Yani bir süre sonra ailem kimsesiz kalacak, her ne kadar kız kardeşim yakınlarında olsa da kimse kimsenin yerini dolduramaz.
Şu an kafam çok karışık. Sanırım sorunumu burada size özetlemiş oldum ve ikincil olan diğer problemlerden bahsetmedim. Fakat bana inanın ki hocam problem anlattığımdan daha karışık. Size söylemediğim daha çok ayrıntı var. Çünkü onlar aslında teferruat gibi görünse de aynı zamanda çok önemliler. Durumumu Allah biliyor.
Görüş bildirmeniz gereken ayrıntıları unutmuş olabilirim. Sizden ricam eksik veya gerekli bilgileri bana sormanızdır. Böylece tam bir görüntü elde etmiş olursunuz.
Şu an nişanlımın buraya gelmesini bekliyorum ve sorunların ikinci kez başlayacağını düşünüyorum. Allah yardımcım olsun. İnanın o kadar özlememe rağmen nişanlımın buraya gelmesini istemiyorum. Çünkü biliyorum ki beni yalnız Allah’ın kurtaracağı korkunç bir durumla karşılaşacağım.
Allah’a beni hızlıca uygun bir iş ile rızıklandırması için dua ediyorum. Allah Teala’nın beni bırakmayacağını biliyorum ve umutla doluyum. Şu anda nişanlımın akrabalarının onu benimle ve ailemle burada yaşamaya ikna etmelerini teşvik ederek uygun ortam hazırlamaya çalışıyorum. Ama biliyorum ki o çok inatçıdır ve özellikle de ona döneceğime söz verdiğim günden beri… Ancak ailemi rahatlıkla terk edemem ve oraya geri dönemem. Ki o ülkede bana güven verecek ya da oraya dönmeye beni ikna edecek hiçbir şey bulamıyorum. Çünkü yaklaşık tüm akrabalarım gidip geri dönmediler. Bu yüzden de açıkçası ikinci kez oraya dönmeye hiç hevesli değilim. Burada kalmayı tercih ediyorum. Allah Teala’ya bana uygun bir iş nasip etmesi için yalvarıyorum. İnşallah burada ailemle birlikte vatanımda kalacağım.
Artık nerdeyse her şeyi açıkladığıma inanıyorum. Sizden ricam efendim, bana bir baba gibi nasihatte bulunmanız. Lütfen bu mesajımı önemseyin ve bana ayrıntılı bir cevap verin. Gerçekten size minnettar olurum. Allah’tan sizi katında büyük bir şekilde mükâfatlandırması için hep dua ederim. Allah başkalarına yardım edenlere yardım eder. 
Ve bir kez daha, konuyu daha da açığa kavuşturacak şekilde sorular sormanızı ve Allah’ın izniyle konuyu açıklamanızı rica ediyorum. 
Tüm içten dualarım sizinle, Allah sizi bol bol mükâfatlandırsın. 
Bu arada saygıdeğer hocam, sizi Avusturalya’da Lakemba’daki büyük camide gördüm. Sizi gördüğüme çok memnun oldum. Bayram namazından sonra yaptığınız konuşmada bayram sürprizi sizdiniz. Sizi hep Sidney’deki Kuran’ı Kerim Radyosunda dinlerdim. Bir gurbetçinin birini tanımasa bile kendi çevresinden biri ile tanışması ne kadar güzel bir şey. Sizi vallahi Allah rızası için çok seviyorum. 
Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun.
Allah sizden razı olsun.

Cevap:

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla, Salât ve Selam dürüst ve sözünün eri olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’in üzerine olsun. Şöyle ki;
Kıymetli kardeşim,
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Sorunuzun cevabı şu şekildedir: 
Avusturalya’ya dönmenizi tavsiye etmiyorum. Çünkü sorun sizde ya da eşinizde olmayacak asıl sorun çocuklarınızda olacak. Torunlarınızın Müslüman olacağını garanti edemediğiniz bir ülkede sürekli kalmak üzere bulunmamalısınız. Çünkü Allah Teala şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler, kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” Kadın eşine tabi olmakla yükümlüdür. Siz eşinizin gelmesini bekleyin ve ülkenizde onu mutlu edecek şartları sağlamak için çabalayın. Allah sizi muvaffak kılsın. 

Dr. Muhammed Ratıb en-Nablusi

Metni indir

نص الدعاة

Mevcut Diller

Resmi Gizle